8 Kasım 2019 Cuma

UNFORGİVEN ‘AFFEDİLMEYEN’ FİLMİNİN WESTERN TÜR FİLMİ BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ




FİLM ADI                : UNFORGIVEN ‘AFFEDİLMEYEN’
FİLM TARİHİ          : 1992
FİLM YÖNETMENİ  : Clint Eastwood
SENARYO                : David Webb Peoples




UNFORGİVEN ‘AFFEDİLMEYEN’ FİLMİNİN WESTERN TÜR FİLMİ BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

Liberal (özgürlükçü) ekonominin hakim olduğu Amerika’da sinema sektörünün dünya ölçeğinde ticari olarak elinde tutan Hollywood tarafından yine bu ticari faaliyetler kapsamında rekabetçilikte ön planda olmak üzere sinemada tür kavramı ortaya çıkmıştır. Bu türler arasında yer alan western tür sineması da Hollywood film sektörü tarafından bir tür olarak kendine has özellikleri ile üretilmiş, ortaya çıkarılmıştır.
Bu açıklamalar ışığında 1992 tarihli Unforgiven ‘Affedilmeyen’ filminin bir tür filmi olan western film türü özellikleri gösterip göstermediğinin değerlendirmesi yapılacaktır.

Unforgiven ‘Affedilmeyen’ filmi western film yapısını; genel manada kendi geleneksel kültürel örgüsü, gerek çekim tarz, zaman ve mekânı, gerek müzik, gerek giyim tarzları ve gerekse filmin genel yapısı ön plana çıkmak üzere hissettirmektedir.

Western filmlerin başat unsurları zaman ve mekân unsurlarıdır. Western ya da kovboy sineması Amerika ‘da İç savaşın sona erdiği 1865 yılı  ile 19.yüzyılın sonları arsındaki dönemde, ülkenin kanunsuzluğun kol gezdiği sınır boylarındaki yerleşim bölgelerini ele alır ve genellikle yasadışı işlere karışanları (kötüleri) adalete teslim eden (cezalandıran) bir kovboyun (iyinin) öyküsünü anlatır. Yani Kuzey Amerika’nın batı kısmında geçen ve yaklaşık olarak 1850 ve 1890 yılları arası tarihi olayları konu alan film türüdür.
Affedilmeyen filmi, mekân olarak kuzey Amerika’da bulunan bir kasabada ve kırsalında geçmektedir. Film için kurulan tüm yapıların gerçek ve birebir boyutunda tamamen yeni inşa edilmiş olması (film verilerine göre) ile mekan kavramı üzerinde çok yoğun ve yeterli olarak durulmuş olduğu aşikardır. Zaman aralığı bakımından film 1880 yıllında yani vahşi batı sürecinin sonlarına doğru denk gelen bir zaman sürecinde geçmektedir. Bu bakımdan film mekân ve zaman bağlamında bir western film özelliği göstermektedir.

Western filmleri giriş, gelişme ve sonuç bölümünden oluşur ve bu bölümlerin sıkı sıkıya örüldüğü, karakterlerin belirgin hedeflerinin ve geçmişlerinin olduğu, neden ve sonucun birbirini takip ettiği, cevapsız soruların kalmadığı klasik anlatı yapısını kullanır. Hollywood sinemasının tüm türleri içinde geçerli olan bu basit anlatı şeklinde, başlangıçtan sonra gelişmeye geçmeden önce anlatı çelişkilerle genişletilir. Daha sonra çelişkinin giderilmesi ise film sonlanır. Sonun istenilen gibi olmasından ziyade etkili bir son olması en önemli özelliklerdendir. Temelde amaç daha fazla seyircinin ortak duygularına hitap etmektir. Bu türde anlatının daha açık kılındığı ve ayrıntılandırıldığı görülür.
Affedilmeyen filmi Vahşi Batı günlerinde küçük bir Amerikan kasabasında bir kovboyun barda çalışan bir fahişenin suratını bıçakla dağıtmasıyla başlar. Şerif Little Bill Daggest için bu önemli bir olay değildir. Sulu’ya hapis veya kırbaç cezası verme gereği duymaz, fahişeler aralarında 1000 dolar toplayarak bu parayı Sulu’yu öldürecek birine vermeye karar verirle ve bu sebeple cezalandırıcı kovboyu bulmak için her yere haber yayarlar.
Munny çok sevdiği bir kadınla evlenmiş ama onun ölünden sonra iki çocuğuyla köşesine çekilmiş sade bir çiftçi hayatı sürmektedir. Geçmişinde kötülükler dolu olan ve de yaşlanmış olan Munny, silahı da bir zamanlar elinin titremesine sebep olan içkiyi de bırakmıştır. Ama eline yeniden silah almak için gizli bir istek duyan Munny bu ödülü bahane ederek silahını kuşanır. Yanında yaşlı siyahi dostu ve uzağı iyi göremeyen bir ufaklık vardır. Üç kişilik ekip Big Whisky kasabasına gelir ve iki haydudu ararlar.
Fahişenin yüzünü yaralayan kovboyu zorlanarak ta olsa öldürürler ve Munny’nin yaşlı siyahi dostu Şerif Little Bill Daggest tarafından yakalanır ve öldürülür. Munny bunun üzerine kasabanın barına gider ve buna neden olanları öldürür ve arkadaşının öcünü alır ve ödülden kendine düşen kısmı alarak evine döner. Film bu şekilde sonuçlanır.
Görüldüğü üzere klasik ve basit bir anlatı mevcuttur. Filmin giriş kısmında yüzü yaralanan fahişelerin öçlerini almak için para ile adam tutmaları, gelişme bölümünde Şerif Little Bill Daggest ve Munny’nin başlarından geçenler anlatılmış ve hedefe ulaşılarak film sonuçlandırılmıştır.
Yine söz konusu kurguda karakterlerin belirgin hedefleri ve geçmişleri vardır, seyirci ile özdeştirilecek düzeyde bunlar işlenmiştir. Neden ve sonuçları birbirini takip etmiş, cevapsız sorular kalmamıştır. Şerif Little Bill Daggest’ in geçmişte çok zorlu kasabalarda korkusuzca görev yaptığı, Munny’nin kötü geçmişi ve evlenmesi ile bu geçmişin düzelmesi, geçmişinden duyduğu pişmanlıklar belirgin olarak işlenmiştir.
Özellikle gelişme kısmında zorluklar ve çatışmalar işlenmiştir. Filmde Şerif Little Bill Daggest ve yardımcılarının Munny ve arkadaşlarının karşısına çıkması, yine doğa olayı olan yoğun yağmurun işlerini engellemesi, Kid’in gözünün iyi görmemesi ve Munny ve siyahi dostunun çok yaşlı olmaları sebebi ile iyi ateş edememeleri nedeni ile yaşadıkları sıkıntılar, siyahi dostunun öldürülmesi gibi ortaya çıkan çatışmalı durumlar nihayetinde giderilmiş, çözümlenmiş ve sonuca bağlanmıştır.
Belki de bu filmin ana çatışması bir zamanların acımasız kovboyu gözünü bile kırpmadan insanları öldüren iyi nişancı Munny’nin siyahi arkadaşının vurulmasıyla kasabanın şerifi tarafından dalga geçilen gururunun ayaklar altından kaldırılmasıdır. Etkili bir finalle yani Munny’nin barda şerif dahil 5 kişiyi gözünü kırpmadan ve hiç yaralanmada öldürmesi ile filmin sonlandırıldığı gözden kaçmayacak bir gerçektir.
Çatışma iyi, örnek ve kahraman olan ana karakter tarafından sonlandırılır. Filmde de -Munny her ne kadar bu karakterlerin vasıflarını belli yönleri ile tam barındırmasa da-Munny tarafından çatışma sonlandırılmıştır.
Bu açıklamalara göre de film western film tür özelliklerini büyük ölçüde göstermektedir.
Fakat durumlar, olaylar ve kişilikler ilk bakışta klasik westerni çağrıştırsa da çok iyi hazırlanmış bir senaryo ile kahramanların yüreğine derinlemesine dalıyor, bu kuşkusuz westerne modern yenileyici bir bakış olarak değerlendirilebilir. Efsaneye mesafeyle bakması, onu ayrıştırması, eleştirmesi, klasik westerni tüm klişeleri, kahramanlık anlayışı, kaba gücü yüceltme tutkusu ve maçoluğuyla birlikte yargılandığı çıkarımı yapmak içten bile değil. Eski klasik  western filmlere bakıldığında onlarda olmayan yan kişileri  birden öne  geçirerek, marjinal olanları başrollere  doğru tırmandırmaya başlaması bir fark olarak ön plana çıkmaktadır.
Karakterlerin bazen karmaşık bir psikoloji ile hareket etmeleri ve bu şekilde izleyiciye sundukları kararsız ruh haleti klasik western türü ile bağdaşmamaktadır.
Western film türü düzenli ve kapalı bir dünyaya sahiptir. Daha çok film küçük bir kasabada geçer. Filme bakıldığında da Big Whisky isimli kasabada filmin çoğu geçmektedir. Yer yer western film klasiği olan güneş batış sahnesindeki kovboy siluetleri vardır. Yine bazı sahnelerde farklı mekânlar olsa da bunlar çok sınırlıdır. Asıl konu ve yoğunluk söz konusu kasabada geçmektedir. Buna göre film western film tür özelliklerini göstermektedir.

ABD edebiyatında erkek güçlüdür ve mücadelesi doğaya karşıdır. Ve ancak erekler doğaya karşı koyabilirler. Uçsuz bucaksız vadilerde, geçit vermez dağlarda, kızgın çöllerde, azgın ırmaklarda çoğu kez tek başına doğaya yenik düşmemeye çalışır ve bunu başarır.  Bu bakımdan western filmlerde erkek hegemonyası hakimdir ve kadın genellikle 2. plandadır. Kadın genellikle iki halde karşımıza çıkmaktadır. İlki evde veya çiftlikte bir ev kadını ikincisi ise bir barda temizlikçi veya hayat kadını olarak. Bir kadın ön plana çıkıyor ise mesela çalışıyor ise öğretmen olarak karşımıza çıkabilir ve genellikle de saç rengi sarıdır. Yani açık tenli ve sarışın kadınlar genellikle daha olumlanmış rollerde yer almaktadırlar.
Filmde Munny ve arkadaşları yoğun yağmura, sıcağa ve kar soğuğuna karşı yani doğaya karşı bir mücadele vermektedirler. Kadınlar ise kasabanın barında fahişelik yaparak çalışmaktadırlar. Buraya kadar normal bir western film türü özelliği gösterse de, kadınların sarışın olmalarına karşın hepsinin fahişelik yapıyor olması filme farklı bir bakış katmıştır. İngiliz Bob isimli karakterin bu kadınların İngiltere’den kovulduğunu beyan etmesi ile toplumsal cinsiyetçi bakış açısına film açısından en azından tüm kadınlar açısından bir eşitlik getirmiştir.
Filmde kadınlar ve beygirlerin bir tutulduğu hissini hemen almak mümkün. Kadının   yüzünün   parçalanmasının   diyetinin   yerine  beygir getirilmesi kadına bir meta olarak bakıldığının ve kadının arka planda kalan bir figür olduğunun, erkek egemen bakış açısının bir yansıması olduğunun doğal sonucudur.

Bireycilik, özgüven, rekabet ve başarı western türü filmlere genel olarak yansımıştır. Filme bakıldığında ana karakter Munny’de yaşlı olmasına rağmen işi başarabileceğini düşünmesi özgüveni, birçok kişinin bu işi yapmaya aday olmasına karşın bu yarışa kendinin de girmesi rekabeti, birçok sorun ve engele rağmen işi tamamlaması başarıyı yansıtmaktadır. Yine yan karakterlerde de bu durumları gözlemek mümkündür. Küçük Bill’in kendini kasabanın hamisi olarak görmesi, Bob’un yanında gelen yazarı kendi hikayelerini yazması için alıkoyması, kimsenin ödül için gelmemesini sağlamaya çalışması, ısrar etmesi durumları buna örnek olabilir.  Bu açıdan da film western film tür özelliklerini göstermektedir.

Western türünün temel unsurlardan biri de şiddettir. Silah çekmek günlük yaşamın bir parçası gibidir. Western türünün kişileri sık sık kendi sözlerinin kanun olduğunu yinelerler. Her kişinin yasa anlayışı kendine göre olduğu için silahına ilk davranan canını karşısındakinin kurşunundan korumuş olur. Gerçekten de bütün bu insanların bellerindeki kemerde bir ya da iki tabanca vardır. Film fahişenin yüzünün kesilmesi ile bir şiddet unsuru olarak başlar. Sonrasında da fahişeyi yaralayan kovboyun vurulması, Munny’nin ve siyahi arkadaşının dayak yiyerek yaralanması ve siyahi arkadaşının ölmesi, İngiliz Bob’un dayak yiyerek yaralanması ve son olarak Munny’nin barda şerif dâhil birçok kişiyi öldürmesi yeterince şiddet sahnesi içermektedir. Bu açıdan da film western film tür özelliklerini göstermektedir.

Klasik western yapımlarında akışkan, hızlı bir anlatım vardır. Fakat bu filme baktığımızda hız yerini bilince, düşünme ve irdelemeye bırakmış gözükmektedir. Bu açıdan da film western film tür özelliklerini göstermemektedir.

Western filmlerde ideal olan iyi karakterlerdir. Ana karakter iyi aile babasıdır ve çalışkandır. Kahramanlıkları ile öne çıkmış örnek insandır. Sıcak bir yuva vardır ve sıcaklık burada hissedilir. Kovboy aslında sığır çobanı  da olsa aynı zamanda dürüstlük, namus, onur, görev bilinci gibi kavramların da bekçiliğini yapar, suçsuzların yanında yer alır, suçluları cezalandırır. Kültürsüz ama romantik bir serüven adamıdır kovboy. Munny için başlarda çabalayan bir baba rolü olsa da, sonrasında öyle olmadığı çocuklarını bırakıp (ikisi de bakıma muhtaç olmasına ve gittiğinde geri dönememe olasılığı olmasına karşın) gitmesinden anlaşılmaktadır. Klasik western film tarzından bir sıyrılma mevcut. Filme bakıldığında tüm bir Vahşi Batı efsanesi, tüm mitoslarıyla birlikte çiğnenip geçiliyor. Ortada bir kahramandan bahsetmek mümkün değil. Munny geçmişi karanlık ve kötülüklerle dolu bir karakter. Her ne kadar evlendikten sonra geçmişine set çekmiş olsa da eşinin ölümünden sonra tekrar silahı eline alma fırsatı geçiyor ve bunu hemen değerlendirerek bir yönü ile geçmişine dönüyor. Munny ve arkadaşlarının bozulan adaleti tesis etme gibi bir sorunları yok, paranın arkasından gidiyorlar ve yine şerifin de adaleti tesis gibi bir sorunu yok; kendi gücünü ispatlama arzusunun hezeyanları ile asıl yapması gerekenden çok uzaklarda geziniyor. Sadece yorgun, bezgin, sefil, pislik içinde insanlar var. Yine ter kokuları salona yayılan, silahın hangi yanında olurlarsa olsunlar korkan, ürken, tüm zayıflıklarıyla ve zavallılıkları içinde beliren insanlar mevcut. Beklenen western film türü bu zaviyeden bakıldığında burada belirtilen bu özellikleri çok yansıtmamaktadır.

Western türü filmlerde görüntüleme ve ikonografiye bakıldığında filmin ilgili enstantaneleri genellikle belirli yerlerde gerçekleşir. Kara dumanlar salarak geçen kömür lokomotifli trenler de westernin ana öğeleri arasındadır. Mesela düello meydanda, kavga barda veya meydanda olur; altın dağda aranır, soygun bankada, tren veya posta arabasında gerçekleşir; suçlu hapishanede, yolcu at sırtındadır. Filmde kavgalar barda ve meydanda gerçekleşmektedir.  Uzun süreli yolculukların at sırtında devam etmesi, güneşin batışında at sırtında yorgun kovboy görüntüsü, yorgunlukta ateş etrafında dinlenme, suçlunun hapiste bulunması, İngiliz Bob’un tren sahnesi gibi enstantaneler filmde bu bağlamda yer almaktadır. Bu açıdan da film western film tür özelliklerini göstermektedir.

İngiliz Bob’un gerek tren sahnesinde gerek yolda ve gerekse tıraş olduğu sahnelerde İngiltere’deki monarşi yönetimini övmesi ve ABD’deki demokrasiye geçiş sürecindeki olumsuzlukları eleştirmesi ve yine bazı Avrupa ülkelerine yönelik olumsuz politik ve milli söylemleri işlenmiştir. Film ideoloji bağlamında Amerika’daki politik sistem lehine olacak mahiyette bu sahneleri içermesi açısından western film tür özelliklerini göstermektedir.
Genelde western filmlerde işlenen Kızılderili hikâyesi, soygun, demiryolu veya haydutlar klasik anlatıdaki çatışma konusudur. Klasik western filmlerde Kızılderililer bir ideoloji olarak ta genellikle düşman iken sonraki tarihli western filmlerde yumuşama olmuş ve hatta bazı filmlerde hakları yenen halk olarak ta işlenmiştir. Burada Munny’nin siyahi arkadaşının eşi Kızılderili olarak filme girmiştir. Ve sıradan bir hayatları varken beyaz adam (Munny) gelerek eşini götürmüş ve şerif tarafından Kızılderili’nin eşi öldürülmüştür. Burada klasik western film türüne bir muhalif (benimsenen ideolojiye tezat) gönderme olduğu değerlendirilebilir.
ABD’de 1863 yılında (vahşi batı döneminin de yaşandığı) yaşanan siyahilerin köle olarak kullanılasını istemeyen kuzey eyaletleri ile onların özellikle tarım alanların kullanılmasını isteyen güney eyaletleri arasında çıkan iç savaş sonrası siyahilerin köle olarak kullanılması reddedilmiştir. Yine Kızılderililere karşı uzun süre uygulanan tecrit ve soykırım yumuşayarak ta olsa 1990’lı yıllara kadar devam etmiştir. Filmde bir siyahi adam ile Kızılderili’nin evli ve bir Amerikalının arkadaşı olarak gösterilmesi uzun süre uygulanan yanlış politikaların eleştirisi mahiyetindedir şeklinde değerlendirilebilir.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde UNFORGIVEN ‘AFFEDİLMEYEN’ filminin bir tür filmi olan western film türü özelliklerini genel olarak gösterdiği savunulabilir. Lakin yukarıda izahı yapılan bazı hususlar nedeni ile de klasik western film tarzından kuşkusuz yer yer uzaklaşıldığını söylemek te mümkündür.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder