FİLM ADI : UNFORGIVEN
‘AFFEDİLMEYEN’
FİLM TARİHİ : 1992
SENARYO : David
Webb Peoples
UNFORGİVEN
‘AFFEDİLMEYEN’ FİLMİNİN WESTERN TÜR FİLMİ BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
Liberal (özgürlükçü) ekonominin hakim
olduğu Amerika’da sinema sektörünün dünya ölçeğinde ticari olarak elinde tutan Hollywood
tarafından yine bu ticari faaliyetler kapsamında rekabetçilikte ön planda olmak
üzere sinemada tür kavramı ortaya çıkmıştır. Bu türler arasında yer alan western
tür sineması da Hollywood film sektörü tarafından bir tür olarak kendine has
özellikleri ile üretilmiş, ortaya çıkarılmıştır.
Bu
açıklamalar ışığında 1992 tarihli Unforgiven ‘Affedilmeyen’ filminin bir tür filmi olan western film türü özellikleri gösterip
göstermediğinin değerlendirmesi yapılacaktır.
Unforgiven
‘Affedilmeyen’ filmi western film yapısını; genel manada kendi geleneksel
kültürel örgüsü, gerek çekim tarz, zaman ve mekânı, gerek müzik, gerek giyim
tarzları ve gerekse filmin genel yapısı ön plana çıkmak üzere hissettirmektedir.
Western
filmlerin başat unsurları zaman ve mekân unsurlarıdır. Western ya da kovboy sineması Amerika ‘da İç
savaşın sona erdiği 1865 yılı ile 19.yüzyılın sonları arsındaki dönemde,
ülkenin kanunsuzluğun kol gezdiği sınır boylarındaki yerleşim bölgelerini ele
alır ve genellikle yasadışı işlere karışanları (kötüleri) adalete teslim eden
(cezalandıran) bir kovboyun (iyinin) öyküsünü anlatır. Yani Kuzey Amerika’nın batı kısmında
geçen ve yaklaşık olarak 1850 ve 1890 yılları arası tarihi olayları konu alan
film türüdür.
Affedilmeyen
filmi, mekân olarak kuzey Amerika’da bulunan bir kasabada ve kırsalında
geçmektedir. Film için kurulan tüm yapıların gerçek ve birebir boyutunda
tamamen yeni inşa edilmiş olması (film verilerine göre) ile mekan kavramı
üzerinde çok yoğun ve yeterli olarak durulmuş olduğu aşikardır. Zaman aralığı
bakımından film 1880 yıllında yani vahşi batı sürecinin sonlarına doğru denk
gelen bir zaman sürecinde geçmektedir. Bu bakımdan film mekân ve zaman
bağlamında bir western film özelliği göstermektedir.
Western
filmleri giriş, gelişme ve sonuç bölümünden oluşur ve bu bölümlerin sıkı sıkıya örüldüğü, karakterlerin belirgin hedeflerinin
ve geçmişlerinin olduğu, neden ve sonucun birbirini takip ettiği, cevapsız
soruların kalmadığı klasik anlatı yapısını kullanır. Hollywood sinemasının tüm
türleri içinde geçerli olan bu basit anlatı şeklinde, başlangıçtan sonra
gelişmeye geçmeden önce anlatı çelişkilerle genişletilir. Daha sonra çelişkinin
giderilmesi ise film sonlanır. Sonun istenilen gibi olmasından ziyade etkili bir
son olması en önemli özelliklerdendir. Temelde amaç daha fazla seyircinin ortak
duygularına hitap etmektir. Bu türde anlatının daha açık kılındığı ve
ayrıntılandırıldığı görülür.
Affedilmeyen
filmi Vahşi Batı günlerinde küçük bir Amerikan kasabasında bir
kovboyun barda çalışan bir fahişenin suratını bıçakla dağıtmasıyla başlar.
Şerif Little Bill Daggest için bu önemli bir olay değildir. Sulu’ya hapis veya
kırbaç cezası verme gereği duymaz, fahişeler aralarında 1000 dolar toplayarak
bu parayı Sulu’yu öldürecek birine vermeye karar verirle ve bu sebeple cezalandırıcı
kovboyu bulmak için her yere haber yayarlar.
Munny çok sevdiği bir kadınla
evlenmiş ama onun ölünden sonra iki çocuğuyla köşesine çekilmiş sade bir çiftçi
hayatı sürmektedir. Geçmişinde kötülükler dolu olan ve de yaşlanmış olan Munny,
silahı da bir zamanlar elinin titremesine sebep olan içkiyi de bırakmıştır. Ama
eline yeniden silah almak için gizli bir istek duyan Munny bu ödülü bahane
ederek silahını kuşanır. Yanında yaşlı siyahi dostu ve uzağı iyi göremeyen bir
ufaklık vardır. Üç kişilik ekip Big Whisky kasabasına gelir ve iki haydudu
ararlar.
Fahişenin yüzünü yaralayan kovboyu zorlanarak
ta olsa öldürürler ve Munny’nin yaşlı siyahi dostu Şerif Little Bill Daggest
tarafından yakalanır ve öldürülür. Munny bunun üzerine kasabanın barına gider
ve buna neden olanları öldürür ve arkadaşının öcünü alır ve ödülden kendine
düşen kısmı alarak evine döner. Film bu şekilde sonuçlanır.
Görüldüğü üzere klasik ve basit bir
anlatı mevcuttur. Filmin giriş kısmında yüzü yaralanan fahişelerin öçlerini
almak için para ile adam tutmaları, gelişme bölümünde Şerif Little Bill Daggest
ve Munny’nin başlarından geçenler anlatılmış ve hedefe ulaşılarak film
sonuçlandırılmıştır.
Yine söz konusu kurguda karakterlerin belirgin
hedefleri ve geçmişleri vardır, seyirci ile özdeştirilecek düzeyde bunlar
işlenmiştir. Neden ve sonuçları birbirini takip etmiş, cevapsız sorular
kalmamıştır. Şerif Little Bill Daggest’ in geçmişte çok zorlu
kasabalarda korkusuzca görev yaptığı, Munny’nin kötü geçmişi ve evlenmesi ile
bu geçmişin düzelmesi, geçmişinden duyduğu pişmanlıklar belirgin olarak
işlenmiştir.
Özellikle gelişme kısmında zorluklar
ve çatışmalar işlenmiştir. Filmde Şerif Little Bill Daggest ve yardımcılarının
Munny ve arkadaşlarının karşısına çıkması, yine doğa olayı olan yoğun yağmurun işlerini
engellemesi, Kid’in gözünün iyi görmemesi ve Munny ve siyahi dostunun çok yaşlı
olmaları sebebi ile iyi ateş edememeleri nedeni ile yaşadıkları sıkıntılar, siyahi
dostunun öldürülmesi gibi ortaya çıkan çatışmalı durumlar nihayetinde
giderilmiş, çözümlenmiş ve sonuca bağlanmıştır.
Belki de bu filmin ana çatışması
bir zamanların acımasız kovboyu gözünü bile kırpmadan insanları öldüren iyi
nişancı Munny’nin siyahi arkadaşının vurulmasıyla kasabanın şerifi tarafından
dalga geçilen gururunun ayaklar altından kaldırılmasıdır. Etkili bir finalle
yani Munny’nin barda şerif dahil 5 kişiyi gözünü kırpmadan ve hiç yaralanmada
öldürmesi ile filmin sonlandırıldığı gözden kaçmayacak bir gerçektir.
Çatışma iyi, örnek ve kahraman olan
ana karakter tarafından sonlandırılır. Filmde de -Munny her ne kadar bu
karakterlerin vasıflarını belli yönleri ile tam barındırmasa da-Munny tarafından
çatışma sonlandırılmıştır.
Bu açıklamalara göre de film
western film tür özelliklerini büyük ölçüde göstermektedir.
Fakat durumlar, olaylar ve
kişilikler ilk bakışta klasik westerni çağrıştırsa da çok iyi hazırlanmış bir
senaryo ile kahramanların yüreğine derinlemesine dalıyor, bu kuşkusuz westerne
modern yenileyici bir bakış olarak değerlendirilebilir. Efsaneye mesafeyle
bakması, onu ayrıştırması, eleştirmesi, klasik westerni tüm klişeleri,
kahramanlık anlayışı, kaba gücü yüceltme tutkusu ve maçoluğuyla birlikte
yargılandığı çıkarımı yapmak içten bile değil. Eski klasik western
filmlere bakıldığında onlarda olmayan yan kişileri birden öne geçirerek,
marjinal olanları başrollere doğru tırmandırmaya başlaması bir fark
olarak ön plana çıkmaktadır.
Karakterlerin bazen karmaşık bir
psikoloji ile hareket etmeleri ve bu şekilde izleyiciye sundukları kararsız ruh
haleti klasik western türü ile bağdaşmamaktadır.
Western film türü düzenli ve kapalı
bir dünyaya sahiptir. Daha çok film küçük bir kasabada geçer. Filme
bakıldığında da Big Whisky isimli kasabada
filmin çoğu geçmektedir. Yer yer western film klasiği olan güneş batış
sahnesindeki kovboy siluetleri vardır. Yine bazı sahnelerde farklı mekânlar
olsa da bunlar çok sınırlıdır. Asıl konu ve yoğunluk söz konusu kasabada
geçmektedir. Buna göre film western film tür özelliklerini
göstermektedir.
ABD edebiyatında erkek güçlüdür ve
mücadelesi doğaya karşıdır. Ve ancak erekler doğaya karşı koyabilirler. Uçsuz bucaksız vadilerde, geçit vermez dağlarda,
kızgın çöllerde, azgın ırmaklarda çoğu kez tek başına doğaya yenik düşmemeye
çalışır ve bunu başarır. Bu bakımdan western filmlerde erkek
hegemonyası hakimdir ve kadın genellikle 2. plandadır. Kadın genellikle iki
halde karşımıza çıkmaktadır. İlki evde veya çiftlikte bir ev kadını ikincisi
ise bir barda temizlikçi veya hayat kadını olarak. Bir kadın ön plana çıkıyor
ise mesela çalışıyor ise öğretmen olarak karşımıza çıkabilir ve genellikle de
saç rengi sarıdır. Yani açık tenli ve sarışın kadınlar genellikle daha
olumlanmış rollerde yer almaktadırlar.
Filmde Munny ve arkadaşları yoğun yağmura,
sıcağa ve kar soğuğuna karşı yani doğaya karşı bir mücadele vermektedirler.
Kadınlar ise kasabanın barında fahişelik yaparak çalışmaktadırlar. Buraya kadar
normal bir western film türü özelliği gösterse de, kadınların sarışın
olmalarına karşın hepsinin fahişelik yapıyor olması filme farklı bir bakış
katmıştır. İngiliz Bob isimli karakterin bu kadınların İngiltere’den
kovulduğunu beyan etmesi ile toplumsal cinsiyetçi bakış açısına film açısından en
azından tüm kadınlar açısından bir eşitlik getirmiştir.
Filmde kadınlar ve beygirlerin bir
tutulduğu hissini hemen almak mümkün. Kadının yüzünün
parçalanmasının diyetinin yerine
beygir getirilmesi kadına bir meta olarak bakıldığının ve kadının
arka planda kalan bir figür olduğunun, erkek egemen bakış açısının bir
yansıması olduğunun doğal sonucudur.
Bireycilik, özgüven, rekabet ve
başarı western türü filmlere genel olarak yansımıştır. Filme bakıldığında ana
karakter Munny’de yaşlı olmasına rağmen işi başarabileceğini düşünmesi
özgüveni, birçok kişinin bu işi yapmaya aday olmasına karşın bu yarışa kendinin
de girmesi rekabeti, birçok sorun ve engele rağmen işi tamamlaması başarıyı
yansıtmaktadır. Yine yan karakterlerde de bu durumları gözlemek mümkündür.
Küçük Bill’in kendini kasabanın hamisi olarak görmesi, Bob’un yanında gelen
yazarı kendi hikayelerini yazması için alıkoyması, kimsenin ödül için
gelmemesini sağlamaya çalışması, ısrar etmesi durumları buna örnek
olabilir. Bu açıdan da film western film
tür özelliklerini göstermektedir.
Western türünün temel unsurlardan biri de şiddettir. Silah çekmek günlük yaşamın bir parçası gibidir. Western türünün
kişileri sık sık kendi sözlerinin kanun olduğunu yinelerler. Her kişinin yasa
anlayışı kendine göre olduğu için silahına ilk davranan canını karşısındakinin
kurşunundan korumuş olur. Gerçekten de bütün bu insanların bellerindeki kemerde
bir ya da iki tabanca vardır. Film fahişenin yüzünün kesilmesi ile bir
şiddet unsuru olarak başlar. Sonrasında da fahişeyi yaralayan kovboyun
vurulması, Munny’nin ve siyahi arkadaşının dayak yiyerek yaralanması ve siyahi
arkadaşının ölmesi, İngiliz Bob’un dayak yiyerek yaralanması ve son olarak
Munny’nin barda şerif dâhil birçok kişiyi öldürmesi yeterince şiddet sahnesi içermektedir.
Bu açıdan da film western film tür özelliklerini göstermektedir.
Klasik western yapımlarında akışkan,
hızlı bir anlatım vardır. Fakat bu filme baktığımızda hız yerini bilince, düşünme
ve irdelemeye bırakmış gözükmektedir. Bu açıdan da film western film tür
özelliklerini göstermemektedir.
Western
filmlerde ideal olan iyi karakterlerdir. Ana karakter iyi aile babasıdır ve
çalışkandır. Kahramanlıkları ile öne çıkmış örnek insandır. Sıcak bir yuva
vardır ve sıcaklık burada hissedilir. Kovboy aslında
sığır çobanı da olsa aynı zamanda dürüstlük, namus, onur, görev bilinci
gibi kavramların da bekçiliğini yapar, suçsuzların yanında yer alır, suçluları
cezalandırır. Kültürsüz ama romantik bir serüven adamıdır kovboy. Munny için başlarda çabalayan bir
baba rolü olsa da, sonrasında öyle olmadığı çocuklarını bırakıp (ikisi de
bakıma muhtaç olmasına ve gittiğinde geri dönememe olasılığı olmasına karşın) gitmesinden
anlaşılmaktadır. Klasik western film tarzından bir sıyrılma mevcut. Filme
bakıldığında tüm bir Vahşi Batı efsanesi, tüm
mitoslarıyla birlikte çiğnenip geçiliyor. Ortada bir kahramandan bahsetmek
mümkün değil. Munny geçmişi karanlık ve kötülüklerle dolu bir karakter. Her ne
kadar evlendikten sonra geçmişine set çekmiş olsa da eşinin ölümünden sonra
tekrar silahı eline alma fırsatı geçiyor ve bunu hemen değerlendirerek bir yönü
ile geçmişine dönüyor. Munny ve arkadaşlarının bozulan adaleti tesis etme gibi
bir sorunları yok, paranın arkasından gidiyorlar ve yine şerifin de adaleti
tesis gibi bir sorunu yok; kendi gücünü ispatlama arzusunun hezeyanları ile
asıl yapması gerekenden çok uzaklarda geziniyor. Sadece yorgun, bezgin, sefil,
pislik içinde insanlar var. Yine ter kokuları salona yayılan, silahın hangi
yanında olurlarsa olsunlar korkan, ürken, tüm zayıflıklarıyla ve zavallılıkları
içinde beliren insanlar mevcut. Beklenen western film türü bu zaviyeden
bakıldığında burada belirtilen bu özellikleri çok yansıtmamaktadır.
Western
türü filmlerde görüntüleme ve ikonografiye bakıldığında filmin ilgili
enstantaneleri genellikle belirli yerlerde gerçekleşir. Kara dumanlar salarak geçen kömür lokomotifli trenler de
westernin ana öğeleri arasındadır.
Mesela düello meydanda, kavga barda veya meydanda olur; altın dağda aranır,
soygun bankada, tren veya posta arabasında gerçekleşir; suçlu hapishanede,
yolcu at sırtındadır. Filmde kavgalar barda ve meydanda gerçekleşmektedir. Uzun süreli yolculukların at sırtında devam
etmesi, güneşin batışında at sırtında yorgun kovboy görüntüsü, yorgunlukta ateş
etrafında dinlenme, suçlunun hapiste bulunması, İngiliz Bob’un tren sahnesi
gibi enstantaneler filmde bu bağlamda yer almaktadır. Bu açıdan da film western film tür özelliklerini göstermektedir.
İngiliz Bob’un gerek tren
sahnesinde gerek yolda ve gerekse tıraş olduğu sahnelerde İngiltere’deki
monarşi yönetimini övmesi ve ABD’deki demokrasiye geçiş sürecindeki
olumsuzlukları eleştirmesi ve yine bazı Avrupa ülkelerine yönelik olumsuz politik
ve milli söylemleri işlenmiştir. Film ideoloji bağlamında Amerika’daki politik
sistem lehine olacak mahiyette bu sahneleri içermesi açısından western film tür
özelliklerini göstermektedir.
Genelde western filmlerde işlenen Kızılderili
hikâyesi, soygun, demiryolu veya haydutlar klasik anlatıdaki çatışma konusudur.
Klasik western filmlerde Kızılderililer bir ideoloji olarak ta genellikle
düşman iken sonraki tarihli western filmlerde yumuşama olmuş ve hatta bazı
filmlerde hakları yenen halk olarak ta işlenmiştir. Burada Munny’nin siyahi
arkadaşının eşi Kızılderili olarak filme girmiştir. Ve sıradan bir hayatları
varken beyaz adam (Munny) gelerek eşini götürmüş ve şerif tarafından
Kızılderili’nin eşi öldürülmüştür. Burada klasik western film türüne bir muhalif
(benimsenen ideolojiye tezat) gönderme olduğu değerlendirilebilir.
ABD’de 1863 yılında (vahşi batı
döneminin de yaşandığı) yaşanan siyahilerin köle olarak kullanılasını istemeyen
kuzey eyaletleri ile onların özellikle tarım alanların kullanılmasını isteyen
güney eyaletleri arasında çıkan iç savaş sonrası siyahilerin köle olarak
kullanılması reddedilmiştir. Yine Kızılderililere karşı uzun süre uygulanan
tecrit ve soykırım yumuşayarak ta olsa 1990’lı yıllara kadar devam etmiştir.
Filmde bir siyahi adam ile Kızılderili’nin evli ve bir Amerikalının arkadaşı
olarak gösterilmesi uzun süre uygulanan yanlış politikaların eleştirisi
mahiyetindedir şeklinde değerlendirilebilir.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde
UNFORGIVEN
‘AFFEDİLMEYEN’ filminin
bir tür filmi olan western film türü özelliklerini genel olarak gösterdiği savunulabilir.
Lakin yukarıda izahı yapılan bazı hususlar nedeni ile de klasik western film
tarzından kuşkusuz yer yer uzaklaşıldığını söylemek te mümkündür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder