5 Kasım 2019 Salı

Nikita ve Dönüş Yok Film Kıyaslaması




KARŞILAŞTIRMALI FİLM ANALİZİ
GENEL OLARAK:
Sinema ilk yıllardan beri edebiyat, müzik, resim gibi diğer sanatlarla ilişki içerisinde olmuş, birçok yapıt uyarlama, kopyalama, alıntılama, esinlenme yöntemleriyle sinemacılar tarafından kullanılmıştır. Yeniden çevrim sinemasal bir uyarlama biçimidir. Kaynak olarak kullanılan film; senaryosu, oyuncuları, mizanseni, izleyicileri ve ticari bütünlüğüyle özgün bir metindir. Yeniden çevrim ise kamera hareketlerinden ışığa, mizansenden kostüme biçimsel olarak bir yeniden yaratımdır.
1980’lerde sanatın merkezi olarak görülen Fransa’da; Luc Besson, Jean-Jacques Beineix ve Leo Carax ile yeni bir yönetmenler ekolü doğmuştur. Kendilerini ‘Yeni Yeni Dalgacılar’ olarak tanımlayan bu sanatçılar, farklı tarzlarıyla dikkat çekmişlerdir. Luc Besson Amerikan tür sinemasının kalıplarını bozmadan kullanmaya çalışmıştır. Ancak bunu yaparken, kendi sinefil ruhunu devreye sokmuş ve şiirsel bir anlayış sergilemiştir. 
1990 yılında çektiği “Nikita” (kaynak film) bir kiralık katil hikayesi. Bir kadının gözünden psikolojik çıkarımlar yapıyor. Elbette içerisine aşk, macera ve durum komedisi dahil oluyor. Yönetmenin ABD film sistemine uygunluğu da artıyor.
1993 yılında Hollywood ticari film anlayışına uygun olarak bu film benzer senaryo ile yeniden uyarlanıyor ve ‘POİNT OF NO RETURN (KAÇIŞ YOK)’ (uyarlama film) ismi ile tekrar yönetmen John Badham tarafından çekiliyor. İngiltere’de ise The Assassin adıyla gösterime girmiştir. 
Kaynak film kadın kahramanın kimliğine bir gönderme yaparken, Amerikan ismi ise anlatıya gönderme yapıyor.
Nikita filmi 5 milyon dolar hasılat yakalarken Amerikan uyarlaması 25 milyon dolar hasılata ulaşmıştır. Hollywood film yapım mantığının doğal ticari neticesine çok rahat ulaştığını yaptığı hasılata bakarak anlamak hiç zor olmasa gerek.
Fransız yapımı olan Nikita filmi ile Hollywood yapımı olan Point Of No Return (Kaçış Yok) filmini her iki filmin bir yönü ile sanatsal ve ticari film ayrımı bağlamında ve yine bu ayrıma rağmen benzer yönleri itibari ile değerlendirmesi yapılmaya çalışılacaktır.

FİLMLER (KAYNAK VE UYARLAMA) ÜZERİNDEN KARŞILAŞTIRMALI DEĞERLENDİRMELER
    1- Kaynak NİKİTA filmi ile uyarlama POİNT OF NO RETURN filmi genel manada kendi geleneksel kültürel yapılarını gerek müzik gerek filmin genel yapısı ve gerekse giyim tarzları ön plana çıkmak üzere hissettirmektedirler. Özellikle uyarlama filmdeki politik eylemciler ve sokak çeteleri, seslerini duyurmak ve kendi çetelerinin sınırlarını belirlemek için benimsenen bir yöntem  olan grafitiye ilişkin kareler, 1960'ların sonlarında Amerika Birleşik Devletleri'nin hip hop kültürüyle birlikte doğmuş ve yayılmıştır. 
    Nikita filmindeki televizyon izleme sahnesinde Nikita klasik bir Fransız filmi izlerken uyarlama filmde Maggie Rock müzik dinlemektedir.
    Maggie, en çok sevdiği şarkıcının Nina Simone olduğunu söylemektedir. Nina Simone insan hakları ve siyah vatandaşlara eşitlik gibi konularda tavrını belli eden bir tutum izlemiş ve kariyeri boyunca politik konulardan uzak kalmayan sanatçı olmuştur. ABD’lı sanatçı olan Nina Simone’ nın hayatının sonuna doğru Fransa’ya kalıcı olarak yerleşmesi ve yine orada ölmesi belki de yönetmen açısından kaynak film için bir nüans olarak önem arz edebilir.
2- Filmlerin toplumsal-politik düzene uyarlanmasının bir örneği de Nikita filmidir. Her iki filmde de eczanedeki baskın sırasında bir polisi öldüren Nikita / Maggie tutuklanır; Fransız yapımı orijinalinde ömür boyu hapis cezasına, Amerikan versiyonunda ise ölüm cezasına çarptırılır.
Nikita, Fransız yapımı orijinalinde ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış ve bir ölüm cezası olmamasına karşın intihar etmiş gibi gösterilerek devlet için gizli şekilde çalışmak için öldürülmüş gibi gösterilmiştir. Amerikan versiyonunda ise Maggie ölüm cezasına çarptırıldığından mizansen bir idam sahnesi yeterli olmuştur. 

3- Yeniden çevrimlerde sık rastlanan durumlardan biri de zamanın, dönemin ve mekânın değiştirilmesidir. Kaynak filmde yer Fransa ve tatil için gidilen yer Venedik olmasına karşın uyarlanan filmde yer ABD ve tatil için gidilen yer ise New Orleans (Louisiana) isimli ABD eyaletidir. Uyarlama film kaynak filme nazaran daha kapalı bir dünyaya sahiptir.
Her iki filmde de zaman ve dönemin benzer olduğunu söylemek mümkün olmakla birlikte uyarlama filmde ABD’nin kültürel toplumsal yapısı zaman ve dönem itibari ile daha yoğun işlenmiştir.

4- Filmlerin sonlarının değişmesi sık rastlanan olgulardan biridir. Kaynak filmdeki açık uçlu son yeniden çevrimlerde kapalı sonlarla değiştiriliyor, tüm belirsizlikler gideriliyor. Hollywood filmlerinde yaygın olan mutlu son eğilimi yeniden çevrimlere de yansıyor. 
Fransız filminde Bob, Nikita’nın apartmanına gelir, kapıyı sevgilisi Marco açar, Nikita’nın suikastçı olduğunu öğrendiğini söyler. İki adam da kızın yok oluşu üzerine üzüntülerini belirtir ve film sona erer. Nikita filmi kadın kahramanın kaybolmasıyla sona eriyor, yani filmin sonu açık uçlu olarak bırakılmıştır. Fransız filmindeki Nikita’nın kaderi belirsizdir.
Yeniden çevrimde Bob, Maggie’nin evine gelir, JP kızın kaybolduğunu ve kendisine ne olduğunu bilmese de onu çok sevdiğini söyler. Maggie yeniden belirir, apartmana doğru sırtı dönük ilerlemektedir. Bob onu görür ve şirketi arayarak öldüğünü söyler. Artık Maggie’nin serbest olduğu ve yeni bir yaşama başlayacağı düşünülebilir, bu aslında Bob’un onu bağışlaması sayesindedir. Amerikan yeniden çevrimi Maggie’nin devlet görevlilerinden kaçması ve suikastçilikten vazgeçmesi ile son buluyor, yani film net olarak, seyircinin zihninde bir bulanıklık bırakmadan sona eriyor.

5- Hollywood filmlerinde giriş-gelişim-sonucun sıkı sıkıya örüldüğü, karakterlerin belirgin hedeflerinin ve geçmişlerinin olduğu, neden ve sonucun birbirini takip ettiği, cevapsız soruların kalmadığı klasik anlatı yapısını kullanır. Temelde amaç daha fazla seyircinin ortak duygularına hitap etmektir. Bu durum doğal olarak seyirci sayısını o da filmin gelirini artırmaktadır. Sanat sinemasında ise açık uçlu sonlar, anlatı içerisinde seyircinin öznel konumuna bırakılmış boşluklar, neden-sonuç arasındaki zayıf ilişki, bölümlü ve tesadüfi bir anlatı yapısı, amaçsız, güdüsüz karakterler, psikolojik sorunlara, iletişimsizliğe yer verilmesi, özdeşleşme yerine yabancılaştırma unsurları kullanılması hakimdir. Hollywood sinemasında amaç izleyicinin önce gerilmesini sonra duygusal boşalımını sağlamak, izleyiciyi rahatlatmak, eğlendirmek iken sanat sinemasında düşündürmektir. İzleyici boşlukları tamamlarken zihinsel faaliyette bulunur. Popüler anlatının izleyicisi ise daha edilgendir, tek yapması gereken filmin duygusal gerilimine kendini bırakmaktır.
Hollywood filmlerinde kaynak filme göre anlatının daha açık kılındığı ve ayrıntılandırıldığı görülür. Daha doğrusal-çizgisel bir anlatı aracılığıyla belirsizlikler giderilmektedir. Her iki filmde de amaç önemlidir; ancak nedensellik yeniden çevrimde daha iyi kurulmakta ve anlatı amacına daha hızlı bir tempoda ilerlemektedir.
Filmler bu açıklamalar bakımından benzer ve farklı yönler barındırmaktadır.
Fransız filminde Bob ile Nikita’nın birbirlerine karşı hisleri daha belirsiz ve kesik işlenmiş iken yeniden çevrimde Bob ile Maggie’nin birbirlerine karşı hisleri daha net ve belirgin işlenmiştir sahnelerde.
Nikita’nın gizli örgüt talimatları çerçevesinde kadınlığının ön plana çıkarılması sahnesinde bir muğlaklık varken ve tercih daha çok kendine bırakılmışken, Maggie’nin aynı sahnesi daha anlaşılır ve ne yapması gerektiği daha net bir şekilde ve yine vazifesinin bir gereği olarak yapmasının zorunlu olduğu net bir şekilde işlenmiştir.
Nikita’nın çetesi ile eczaneyi yağmalamak için geldikleri sahnede, ne almak istedikleri daha muğlak ve anlaşılmaz iken Maggie’nin çetesi ile eczaneyi yağmalamak için geldikleri sahnede uyuşturucu etken bir ilaç almak istedikleri daha net anlaşılmaktadır.
Nikita’nın polis sorgusunda yeteri kadar tahrik olmamasına rağmen sorgu amirinin eline kalem saplaması, daha açık bir ifade ile yeterli bir neden tam olarak oluşmaksızın bunu yapmış olmasına rağmen Maggie’nin sorgu sırasında birçok hakarete uğraması ve şiddetli bir darbe alması ile nedensel bağlamda Maggie’nin sorgu amirinin eline kalem batırması arasında illiyet bağı sağlam şekilde kurulmuştur.
Nikita’nın iletişimsizliği ve psikolojik sorunları film boyunca kaynak filmde devam etmektedir ve bir yabancılaşma hissi vermektedir. Maggie’nin iletişimsizliği nedensellik bağlantılarında daha çabuk çözülmüş ve psikolojik sorunları çözüme kavuşmuştur.
Nedensellik bağlarındaki zayıflıklar ve açık uçlu sahneler ile kaynak filmde seyircinin düşünmeye sevk edildiği; özellikle Nikita ile Bob arasında bir ilişki var mı?, sıradaki suikasttan vazgeçecek mi idi?, artık kayboldu ama katil olarak hayatını idame ettirecek mi? gibi sorgulamalara yöneltmektedir. Filme dair açık kalan bazı sahneler ile ilgili açıklamalar ya geciktirilmiş ya da filmin tümüne yayılmıştır. Çeviri filmde Maggie rolü ile duyguyu seyirciye geçirdiğinden ve son olarak normal bir hayata devam etmek istediği net anlaşıldığından sonuca ulaşılmış ve izleyicinin aklında boşluklar kalmamıştır. Anlatısal boşluklar doldurulmuş, gevşek nedenler sıkı sıkıya birbirine bağlanmış, her sonuç tam olarak güdülenmiştir. Karakterlerin belirtilen amaçlara ulaşmaları serim, çelişki, karmaşa, çatışma, çözüm gibi öğelerle ilerlemiş kaynak filmin aksine her sahne yeni bir nedensel zinciri ortaya koymuş, bir diğerini sona erdirmiş ve anlatıyı bir basamak daha çözüm noktasına yaklaştırmıştır. Maggie özellikle tatil sahnesinin başında güçlü iki soyguncu ile mücadele ederek onları yere sermiştir ki burada sevgilisi J.P.‘nin artık Maggie’den şüphelenmesi için nedenler oluşmuştur ve yine banyo sahnesinde de geçmişe dair sorunlarının olduğunu ve bunun devam ettiğini ve de çok sorgulamaması gerektiğini J.P.’ye söylemektedir. Bu şekilde soru işaretleri ortadan kalkmakta ve boşluklar doldurulmaktadır.
Hollywood filmlerinde karakterler arzularına kavuşup eylem bittikten sonra film de sona ermektedir ki; Maggie artık serbest kalmış ve film sonlanmıştır.  Yine mutlu son, izleyicinin arzularını yerine getireceğinden çeviri filmde de bu yönlü bir son yer almıştır.

6- Hollywood filmlerinde anlatısal nedensellik içerisinde tesadüf ve şansa fazla yer yoktur. Tesadüf filmlerin başlangıç sahnelerinde yer alabilir. Kadın ve erkek tesadüfen tanışır; ancak ilişkilerinin ilerlemesi için tesadüflere güvenemezler, güdülenmemiş tesadüflere yer yoktur. Her iki filmde de; Nikita’nın sevgilisi Marco ve Maggie’nin sevgilisi JP ile tanışmaları tesadüfendir ve benzer şekilde işlenmiştir. 
Uyarlama filmde Bob, Maggie ile görüşür ve kendisini eve davet etmesini ister. Maggie ve sevgilisi J.P.‘ye tatil bileti vererek Maggie’yi yeni bir göreve yollamıştır. Nedensellik tesadüfe yer bırakılmadan konuya bağlanmıştır. Fakat Nikita’nın Bob’u eve çağırması rastlantısal olarak işlenmiştir, telefon görüşmesinde Nikita Bob’ kendiliğinden davet etmiştir ve Bob burada Nikita ve sevgilisi Marco‘ya tatil bileti vererek Nikita’yı yeni bir göreve yollamıştır. 

7- Kaynak filmde çekim sırasında özellikle Nikita’nın sevgilisi Marco ile ilgili marketteki alışveriş diyaloğu sahnesi, Venedik tatili bazı sahneleri ve Nikita’nın Bob ile bir kavga sahnesi doğaçlamaya yer verilmesi, sanatsal anlatı yapısının temel özelliklerinden biri olarak ortaya çıkmıştır.

8- Hollywood karakterleri bireysel ve tutarlıdır. Karakterlerin, özellikle de kahramanların daima bir amaçları vardır. Karakterlerin özellikleri sıkı sıkıya eyleme bağlıdır. Eylem içsel duyguların dışavurumudur. Güçlü bir biçimde kişiselleştirilmiş kahramanı yıldız sistemi de destekler. Hollywood karakterinin amacı ilk sahnede belirlenir son sahnede ise karakter amacına ulaşır. Aradaki tüm olaylar karakterin dayanıklılığını test etmek içindir. Maggie de ana karakter olarak amacı ilk sahneden belirlenmiştir. Amaç toplumsallaşma ve özgürlüktür, yani kendi hayatını normal insanlar gibi özgürce yaşamaktır. Eylemleri kurtuluşuna yönelik ve tutarlıdır ve de Maggie’nin özelliklerine bağlıdır. Maggie’nin başına gelen tüm olaylar onun dayanıklılığını sınamak içindir ve hepsini geçerek sonuca ulaşmıştır. Özellikle son görev için Bob le pazarlık yapması amaca güdülendiğini göstermektedir.
Sanat sinemasında ise popüler sinemanın prototipik karakterleri yerine özdeşleşilmesi kolay olmayan, amaçsız, güdüsüz, kimi zaman kendini sorgulayan, bir durumdan diğerine sürüklenen karakterler kullanılır. Kahramanın varoluşsal bir kriz yaşadığının farkına varması olayların temel nedenidir. Burada da Nikita karakteri ile izleyicinin özdeşleşmesi pek mümkün olmuyor. Çünkü karakter yer yer amaçsız, eylemlerinin nedeni tam açıklanamayan, gerçekleştirdiği suikastları sorgulayan ve bu hususta krizi yaşayan bir rol sergilemektedir. Olaylara bunalımlı ruh hali ile ve genelde amaçsız yaklaşmakta ve çoğu zaman sonrasını düşünmemektedir.

9- Mekan önce genel çekimle tanıtılır sonra yakın çekimlerde konuşmalar ve eylemler devam eder; böylece uzamın birliği bozulmadan karakterlerin konumu ortaya konulur. Özellikle takip sahnelerinde heyecanı arttırmaya yönelik olarak hızlı kurgu tekniği kullanılır. Böylece izleyici rahatlamadan ve düşünmeden bir sonraki sahneye doğru ilerler. Farklı yerlerde geçen olayları birbirine bağlamak, boşlukları atlamak, zamansal ilişkiler kurmak ve izleyicinin ilgisini arttırmak için paralel kesme kullanılır. Aydınlatma tamamen karakterleri görünür kılmak içindir. Önemsiz öğeler gerçek dışı bir aydınlatmayla olsa da çerçeve dışı bırakılır. Müzik atmosferi belirler, karakterlerin ruhsal durumlarını ortaya koyar, diyaloglar girdiğinde geriye çekilir. Klasik anlatıda insan vücudu merkeze alınır ve önden görüntülenir. 
Sanat sinemasında ise temel amaç bu alışıldık teknikleri yıkmak, seyirciyi şaşırtmak, izlenenin bir film olduğunu hatırlatmaktır. Dolayısıyla, klasik anlatının geliştirmiş olduğu tüm uzlaşımlar tersine denenmiştir. Alışılmadık yerde alışılmadık tarzda müziklerin kullanılması, aksın değiştirilmesi, hareket devamlılığının yıkılarak atlama ve sıçramaların yaratılması, uzun ve sabit çerçevelerin kullanılması, bol eylemli sahnelerin yerine durağan sahnelerin tercih edilmesi, geriye dönüşler yerine sürekli olarak zamanda ileriye ve geriye gidişlerin kullanılması, doğrusal zamanın yıkılması, yıldızlar yerine sıradan kişilerin kullanılması, stüdyo çekimleri yerine doğal mekan çekimlerinin gerçekleştirilmesi ve buna bağlı olarak doğal ışık, doğal dekorların ve ortamdaki insanların kullanılması ön plana çıksa da her iki filmde de bu ayrımın çok net olmadığı, yer yer her iki filminde benzer yöntemlerle çekildiği anlaşılmaktadır.

10- NİKİTA filminde kadın cinsel bir obje olarak ön plana çıkarılmamışken ve erotik sahneler daha çok duygusal yoğunluk barındırırken uyarlama filmde kadın vücudu sadece ana karakter Maggie’nin bedeni üzerinden değil bazı sahneler üzerinden de erotizm bağlamında ön plana çıkarılarak işlenmiştir. Hollywood filmlerinde kadına veya kadın bedenine genel yaklaşımın bir tezahürü uyarlama filmde de kendine yer bulmuştur.

GENEL DEĞERLENDİRME

Bir tersine etkileşim süreci Amerikan filmlerinden Avrupa sinemasına taşınan, kadının aksiyonda değişen rolüdür. Amerikan sinemasının 70 sonlarından beri alışık olduğu silahlı kadın karakteri Nikita ile Avrupa sinemasına taşınmış, yeniden çevrimi Kaçış Yok ile tekrar alışıldık bir karakter olarak Amerikan sinemasınca uyarlanmıştır. Nikita örneği ise ilginçtir; çünkü Fransız sinemasında benzerleri yoktur.
Bir Fransız yönetmen olan LUC BESSON Hollywood’a aksiyon konusunda örnek olacak bir film sunuyor. Nikita filminin başrol oyuncusu Anne Parillaud o dönemde Luc Besson'un eşidir.
Her iki filmde de kadın karakterlerin düzene başkaldırısı sonucunda toplumsal-politik sistem tarafından cezalandırılışı sonrasında ancak düzenin bir parçası haline gelerek tüm zincirlerini (belki) kırarak özgürleşmesi üzerine çekilmiş bir film konusu vurgulanıyor.

Eski Fransız yeni dalga filmlerine benzeyen Nikita'nın karate eğitmenini tekmelerle yere serip hemen sonrasında kıpkırmızı bir perdenin onunda bale yaptığı sahne hem komik hem de oldukça stil bir sahne olarak izleyiciye farklı bir enstantane sunulmuştur.

Nikita / Maggie kadın olmak istese de buna izin verilmez. Doğum günü hatırına yemeğe çıkarken süslenir püslenirler, kadın kimliğinin içine girmeye çalışırlar, ama önlerine hediye olarak silah - yani erkeksi bir simge - konur. Sonradan sevgilisi olacak kasiyeri/emlakçıyı yemeğe davet etmesi de erkeksi bir davranıştır, zaten sevgilileri genelde bir şey isteyenin kendisi olduğunu söylerler, filmin sonlarında Nikita'yi elinde sigara olması da sigaranın da erkeksi bir yönü olması nedeniyle işlenmiş bir sahnedir. Nikita isminin Rusça da bir erke ismi olduğu da ayrı bir nüans olarak belertilmeyi hak ediyor.
Her iki filmde de asi olan (o dönem için punk ile ifadesini bulan) Nikita / Maggie erillikten dişilliğe evrilmiş gibi gözükseler de son sahne ile çekip giderler ve asi ruhları ile kimsenin gözünün yaşına bakmamışlardır.

Luc Besson Nikita filminde belli yönleri itibari ile Hollywood filmlerine benzemiş ve bu bakıdan başarı sağlamıştır şeklinde yorumlanabilecektir.

1 yorum: